meaning in Turkish

1. means (synonym):

İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık; çatlak, mesafe

pronounce

:

class / type;

Noun

Sample sentence;

"Bazı bazı bir bisiklet, ufak bir otomobil aralarından geçiveriyor, ikisini birbirinden ayırıyordu."

Related compound words;

"ara ara""ara bağlantı""ara başlık""ara bezi""ara bono""arabozan""ara bozucu""ara bulma""ara bulucu""ara cümle""ara deniz""ara eleman""ara gazı""ara kablo""ara kapı""ara karar""ara kazanç""ara kesit""ara konakçı""ara mal""ara nağme""ara pası""ara seçim""ara sıcak""ara sınav""ara sıra""ara sokak""ara söz""ara tümce""ara yerde""ara yön""arayüz""arada bir""açık ara""bir ara""o ara""uzak ara""beşibirarada""bu arada""apış arası""çatı arası""devletler arası""devre arası""ekmek arası""gezegenler arası""gözeler arası""hafta arası""hücreler arası""kentler arası""kıtalar arası""kişiler arası""kulüpler arası""mahalle arası""memleketler arası""milletlerarası""okullar arası""öğle arası""satır arası""şehirler arası""tavan arası""toplumlar arası""uluslararası""ülkeler arası""üniversiteler arası""metinler arasılık"

Syllables;

ara

2. means (synonym):

İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman

class / type;

3. means (synonym):

Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi

class / type;

Sample sentence;

"Bir aralık, bir askerlik ve vilayet yetkisi meselesinde aralarında bir tartışma çıktı."

4. means (synonym):

► iç

class / type;

Sample sentence;

"Aralarında anası babası ile Binnaz'ın da bulunduğu on sekiz işçiydiler."

5. means (synonym):

Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre; antrakt

class / type;

sinema tiyatro

6. means (synonym):

Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları

class / type;

spor

7. means (synonym):

Spor karşılaşmalarında oyuncuların dinlenmek ve taktik almak için kullandıkları süre

class / type;

spor

8. means (synonym):

İki şey arasında bulunan, arada olan

class / type;

adjective
 
ara