meaning in Turkish

1. means (synonym):

Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak; fehmetmek

pronounce

:

class / type;

-i Verb

Sample sentence;

"Yıldızın hemen altında, namluya benzer bir başka şekil var, bunun bir tabanca olduğunu anlamakta gecikmiyorum."

Syllables;

an-la-mak


2. means (synonym):

Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek; fehmetmek

class / type;

3. means (synonym):

Sorup öğrenmek

class / type;

4. means (synonym):

Doğru ve yerinde bulmak

class / type;

Sample sentence;

"Hani bunu anladık ama!"

5. means (synonym):

Birinin duygularını, istek ve düşüncelerini sezebilmek; çakozlamak, fehmetmek

class / type;

Sample sentence;

"Kabul etmeyeceğini ben daha o gün anlamıştım."

6. means (synonym):

Bir şey hakkında bilgisi bulunmak

class / type;

-den

Sample sentence;

"Hele bir de denizcilikten anlamıyorsanız su üstünde bahadırlık göstermek yerine beceriksizlik göstereceksiniz demektir."

7. means (synonym):

Yarar sağlamak

class / type;

intransitive -den

Sample sentence;

"Bu ilaçtan hiçbir şey anlamadım."

Origin (Etymology):

anlamak