meaning in Turkish

1. means (synonym):

Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç; açacak, açar, açkı, miftah, dil (I)

pronounce

:

class / type;

Noun

Origin;

"Rumca"

Sample sentence;

"Belinde uzun gümüş halkalarla asılı gümüş anahtarları vardı."

Syllables;

anah-tar

2. means (synonym):

► kurgu

class / type;

3. means (synonym):

Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol

class / type;

4. means (synonym):

Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç

class / type;

5. means (synonym):

Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet; açacak

class / type;

Sample sentence;

"Sardalya kutusunu açmaya yarayan anahtarı çarçabuk temin ederdi."

6. means (synonym):

Bir şeye ulaşmada veya onu elde etmede yardımcı olan şey

class / type;

Metaphor

Sample sentence;

"Biliyordu ki sabır, cennetin anahtarıdır."

7. means (synonym):

Herhangi bir olayda belirleyici olan

class / type;

adjective Metaphor

Sample sentence;

"Anahtar parti."

8. means (synonym):

İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen; çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör

class / type;

fizik

9. means (synonym):

Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret

class / type;

müzik

Sample sentence;

"Sol, do ve fa olmak üzere üç anahtar vardır."

10. means (synonym):

Piyano, ut, kanun gibi çalgılarda ayar aleti

class / type;

müzik

11. means (synonym):

► rüşvet

class / type;

slang