meaning in Turkish

1. means (synonym):

Düz, açık ve geniş yer; meydan, saha

pronounce

:

class / type;

Noun

2. means (synonym):

Orman içinde düz ve ağaçsız yer; düzlük, kayran

class / type;

Sample sentence;

"Bir gün Kezban, koyunlarını gölgelendirdiği ormanın alanından geçen bu adama rast geldi."

3. means (synonym):

► yüz ölçümü

class / type;

4. means (synonym):

Eski Roma'da açık hava gösterisi yapılan geniş yer

class / type;

5. means (synonym):

Bir çalışma çevresi

class / type;

Metaphor

Sample sentence;

"Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için, bütün toplum için yaratılır."

6. means (synonym):

İçinde birtakım kuvvet çizgilerinin yayılmış bulunduğu varsayılan uzay parçası

class / type;

fizik

Sample sentence;

"Yer çekimi alanı. Mıknatıs alanı. Elektrik alanı."

7. means (synonym):

Bir alıcı merceğinin net bir görüntü sağlayabildiği derinlik ve genişliğin bütünü

class / type;

sinema televizyon

8. means (synonym):

Yarışmaların, karşılaşmaların ve oyunların oynandığı yer; saha

class / type;

spor