meaning in Turkish

1. means (synonym):

Akmak işi

pronounce

:

class / type;

Noun

Sample sentence;

"Musluğun akıntısı bir türlü kesilemedi."

Syllables;

akın-tı

2. means (synonym):

Bir sıvının kesintisiz biçimde akması

class / type;

Sample sentence;

"Tükenmez kalemin yer yer akıntısı lekelemişti kâğıdı."

3. means (synonym):

► akım

class / type;

Sample sentence;

"Bataklıklardan kurtulduktan sonra akıntıyı takip ederek bir köye giriyordum."

4. means (synonym):

Suyun akmasını sağlayan eğim

class / type;

Sample sentence;

"Yan bölümlerin iki yöne akıntısı olurken çatının merkez bölümündeki akıntısı dört yöne sağlanmıştır…"

5. means (synonym):

Çam türü ağaçlarda bulunan reçinenin eriyerek akması olayı

class / type;

6. means (synonym):

Sıvı yapıştırıcıların ağaç yüzeylerine gereğinden çok sürülmesi ile oluşan durum

class / type;

7. means (synonym):

Hastalık sebebiyle vücudun herhangi bir yerinden sulu madde akması; sızıntı

class / type;

tıp

Sample sentence;

"Ertesi sabah sol kulağımda ağrı ile beraber akıntı başladı."
 
akıntı