meaning in Turkish

1. means (synonym):

Bir aletin, bir makinenin işlevine katılmayan ancak kendine özgü ayrı bir yararı bulunan alet, araç veya nesne

pronounce

:

class / type;

Noun

Origin;

"Fransızca accessoire"

Sample sentence;

"Bu pozlar için fotoğrafhanenin kendi özel dekoru ve aksesuarı vardı ki bunlar da çoğunlukla birbirine benzer eşyaydı."

Syllables;

ak-se-su-ar

2. means (synonym):

Giysiyi bütünleyen çanta, kemer, şapka, eldiven, mücevher vb. eşya

class / type;

Sample sentence;

"Fakat pırlanta işlemeli yakut tacı, bülbül yuvaları gibi çarpıcı aksesuarı olup çıkmıştı."

3. means (synonym):

Konunun gerektirdiği ölçüde kullanılan, bir sahne içinde yer alan veya oyuncunun dekor gereği kullandığı çeşitli eşya

class / type;

tiyatro

Sample sentence;

"Mizansen deriz, rejisör deriz, dekor deriz, kostüm deriz, aksesuar deriz."