meaning in Turkish

1. means (synonym):

Barış, ittifak, mütareke, muahede, mukavele vb.ni yapmak; imzalamak

pronounce

:

class / type;

-i Verb

Origin;

"Arapça ʿaḳd + Türkçe etmek"

Sample sentence;

"Hükûmet tarafından Belgrat'a dostluk muahedesini akdetmek için gönderilmiştim."

Syllables;

ak-det-mek


2. means (synonym):

Toplantı, konferans, nikâh vb.ni tertip etmek, düzenlemek

class / type;

Sample sentence;

"Biz bir sene kongre akdetseydik bu yarım yamalak adama bu kadar uygun bir lakap bulamazdık."