meaning in Turkish

1. means (synonym):

Bitlis iline bağlı ilçelerden biri

pronounce

:

class / type;

Noun Proper

Syllables;

ah-lat

ahlat (2)

1. means (synonym):

Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç; yaban armudu, dağ armudu, çakal armudu (Pyrus elaeagnifolia)

pronounce

:

class / type;

Noun bitki bilimi

Origin;

"Rumca"

Sample sentence;

"Bozkırda şurada burada, tek tük, sulaklarda söğüt ağaçları vardır. Bir tepede, bir yamaçta da ahlat ağaçları olur."

Syllables;

ah-lat

2. means (synonym):

Bu ağacın, armuda benzeyen, iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi; yaban armudu, dağ armudu, çakal armudu

class / type;

bitki bilimi

Sample sentence;

"Onlara söylemedim ama gün boyu girip çıkıp samanlığa sakladığı tüm ahlatları yedim, tükettim."

3. means (synonym):

Kaba adam, yol iz bilmez kimse

class / type;

slang

ahlat (3)

1. means (synonym):

Bir karışım içindeki parçalar, ögeler

pronounce

:

class / type;

Noun eskimiş Plural

Origin;

"Arapça aḫlāṭ"

Syllables;

ah-lat

2. means (synonym):

► ahlatıerbaa

class / type;

fizyoloji Plural