1. means (synonym): ► ahenkli
► ahenkli
Far. āheng-dār (آهنگ دار) < Far. āheng (آهنگ) “niyet, kasıt; uyum, makam; yola çıkma, bir yere gitme” + Far. dār (دار) “tutan, tutucu; malik, sahip”. bk. ahenk.Türkçede 19. yüzyılın sonlarından itibaren tanıklanır. Lehce-i Osmânî, Lügat-i Ebuzziyâ, Lügat-i Nâcî ve Kâmûs-ı Türkî gibi 19. yüzyıl sözlüklerinde madde başı olarak geçmez. TDK Türkçe Sözlük’te 1988 yılından itibaren madde başıdır.Hind’de bin türlü nağamât-ı tuyûr ile âhenkdâr bir mehtablı gecede ayın ziyâsına karşı uçuşan tâvûsları görmüş (Sâmi Paşazâde Sezâi, 1898).Nasıl ki Hicret-i nebeviyeden sonra aleyhi's-salâtu ve’s-selâm efendimiz hazretlerinin cihâd ile me’mûr edilmesi dahi İslâm vicdân-ı ‘umûmisinin galeyânıyla âhenkdâr bir sûrette vuku‘a gelmişdir (İslam Mecmuası, 1914).Bu kitâblardan o zaman Türklerinde hiss-i bedâyi‘in yüksek bir derecede olduğu anlaşılıyor. Renkler dâimâ âhenkdâr bir imtizâcla kullanılmışdır (Köprülüzâde Mehmed Fuad, 1914).
Far. āheng-dār (آهنگ دار) < Far. āheng (آهنگ) “niyet, kasıt; uyum, makam; yola çıkma, bir yere gitme” + Far. dār (دار) “tutan, tutucu; malik, sahip”. bk. ahenk.
Türkçede 19. yüzyılın sonlarından itibaren tanıklanır. Lehce-i Osmânî, Lügat-i Ebuzziyâ, Lügat-i Nâcî ve Kâmûs-ı Türkî gibi 19. yüzyıl sözlüklerinde madde başı olarak geçmez. TDK Türkçe Sözlük’te 1988 yılından itibaren madde başıdır.
Hind’de bin türlü nağamât-ı tuyûr ile âhenkdâr bir mehtablı gecede ayın ziyâsına karşı uçuşan tâvûsları görmüş (Sâmi Paşazâde Sezâi, 1898).
Nasıl ki Hicret-i nebeviyeden sonra aleyhi's-salâtu ve’s-selâm efendimiz hazretlerinin cihâd ile me’mûr edilmesi dahi İslâm vicdân-ı ‘umûmisinin galeyânıyla âhenkdâr bir sûrette vuku‘a gelmişdir (İslam Mecmuası, 1914).
Bu kitâblardan o zaman Türklerinde hiss-i bedâyi‘in yüksek bir derecede olduğu anlaşılıyor. Renkler dâimâ âhenkdâr bir imtizâcla kullanılmışdır (Köprülüzâde Mehmed Fuad, 1914).