meaning in Turkish

1. means (synonym):

► somurtkan

pronounce

:

class / type;

adjective eskimiş

Origin;

"Arapça ʿabūs"

Syllables;

abus


2. means (synonym):

Çatık, asık (yüz)

class / type;

Sample sentence;

"Abus çehreli bir adamın ne namazı ne niyazı ne zekâtı ne orucu makbuldür."

3. means (synonym):

Garip ve acayip olan

class / type;

Sample sentence;

"Genç, esmer kız tahayyül ediyor, zihninde müphem hayallere karışan abus suallere cevap veremiyordu."

4. means (synonym):

İnsana baskı yapan, olumsuz etki eden

class / type;

Metaphor

Sample sentence;

"Zira o abus aydınlık, dört asır katakomplarda yaşamaktan kalma bir yer altı hüznünün yadigârıdır."

5. means (synonym):

Somurtkan hâlde, somurtarak

class / type;

adverb

Sample sentence;

"Hiçbir müstebit efendi huysuz bir zevç kadar müşkülpesent ve zalim değildir. Daima abus durur."
 
abus