meaning in Turkish

1. means (synonym):

► abla

pronounce

:

class / type;

Noun ağızlardan

Origin;

"Türkçe"

Sample sentence;

"Abam gelin olduğu vakit, tel taktığı vakit ben de tel takacağım."

Syllables;

aba

2. means (synonym):

► anne

class / type;

Sample sentence;

"Halloğlu abası ile övünür, Abıka’nın oğlu da babası ile övünürmüş. Birinin abası, diğerinin babası ünlüymüş."

aba (2)

1. means (synonym):

Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş

pronounce

:

class / type;

Noun

Origin;

"Arapça ʿabā"

Sample sentence;

"Başında siperlikli şapkası, sırtında kalın kumaştan ceketi ve bacağında abadan yapılmış pantolonu vardı."

Syllables;

aba

2. means (synonym):

Bu kumaştan yapılmış yakasız ve uzun üstlük

class / type;

Sample sentence;

"""Otuz senedir omzunda keşkülü, sırtında abası, gönlünde tevekkülü nereye gittiğini bilmediği yollardan geçmiş, ismini öğrenmediği köylerde misafir kalmıştı."

3. means (synonym):

Bu kumaştan yapılan

class / type;

adjective

Sample sentence;

"Bundan beş sene evvel burada siyah kalpaklı, kolsuz aba hırkalı Acem kervancılar Zigana Dağları’ndan, Gümüşhane sırtlarından uzak İran’a götürecekleri sandıkları develere ağır ve kaygısız yüklerlerdi."

4. means (synonym):

Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka

class / type;

5. means (synonym):

► kepenek (I)

class / type;

 
aba