meaning in Turkish

1. means (synonym):

Bir alışveriş ilişkisinde, borcu alacaklıya vermek; tediye etmek

pronounce

:

class / type;

-i Verb

Sample sentence;

"Borç varsa benimkidir, onu ödemek ve teşekkür etmek lazım."

Related compound words;

"ödegeç"

Syllables;

öde-mek


2. means (synonym):

Bir alışverişte alınan şeyin karşılığını alacaklıya vermek

class / type;

3. means (synonym):

Bedelini vererek bir zararı karşılamak; tazmin etmek

class / type;

4. means (synonym):

Bir iş, bir kuruluş harcanan, yatırılan parayı çıkartmak; ifa etmek

class / type;

Sample sentence;

"Bu fabrika sermayesini beş yılda ödedi."

5. means (synonym):

Bir işin, bir görevin karşılığını vermek

class / type;

Metaphor

Sample sentence;

"Emekliye ayrıldıktan sonra keresteciliğe başladı ama eline geçen, alın terini ödemiyordu."

6. means (synonym):

Bir şey karşısında fedakârlık etmek, bir şey elde etmek için özveride bulunmak

class / type;

Metaphor