ne demek?

Tavır, üslup, davranış biçimi

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

isim

Kökeni;

"Arapça edāʾ"

Kullanımı;

"Giyimi kuşamı tepeden tırnağa Paris modası ya, nazı edası hiç aşağı kalmıyor ki!"

Anlatış biçimi, tarzı

Kullanımı;

"Sonra birdenbire sözlerinin konferans edasını değiştirerek bana sordu."

eda (2)

Verme, ödeme, yerine getirme

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

isim

Kökeni;

"Arapça edāʾ"

Kullanımı;

"Bir zamanlar gözünde büyüttüğü adama bir nevi minnet borcu edası olmalıydı bu."