ne demek?

Söylemek, söz söylemek; eyitmek

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

nesnesizFiil

Kullanımı;

"Eskilerin dediği gibi beşer, şaşar."

İlişkili birleşik kelimeler;

"dedikodu""dediği dedik""dediğim dedikçi"

Hecelenişi / Hecelemesi;

de-mek


Ad vermek

Tipi / Türü;

-e

Kullanımı;

"Sana Kervankıran derler / Bana dertli Kerem derler"

Bir dilde karşılığı olmak

Kullanımı;

"Kamer `ay` demektir."

Herhangi bir ses çıkarmak

Kullanımı;

"Küt dedi, düştü."

Herhangi bir kanıya, yargıya varmak

Tipi / Türü;

-e

Kullanımı;

"Bu işe herkes ne der?"

... diye düşünmek

► erişmek

Kullanımı;

"Saat yedi dedi mi uyanırım."

Bir işe kalkışmak, yeltenmek

Kullanımı;

"Allah aşkına, boğuşmaya falan kalkayım deme."

Saymak, kabul etmek

Kullanımı;

"Yarım milyon dediğin nedir?"

demek (2)

bir şey anlamına gelmek

Telaffuzu

:

Kullanımı;

"Okuryazar olmak adam olmak demek değildir."

Hecelenişi / Hecelemesi;

de-mek

öyle mi

Kullanımı;

"Vay! Beni kovuyorsun demek, pekâlâ!"

yani, anlaşılan

Kullanımı;

"Demek gideceksin."

inanılmayan, beklenmeyen durumlarda kullanılan pekiştirme veya şaşma sözü