1. bedeutet (synonym): Görülmemiş, alışılmamış, şaşılacak veya yadırganacak şey
Görülmemiş, alışılmamış, şaşılacak veya yadırganacak şey
Ar. ‘acı̇̄be (عجيبة) "harika; mucize; olağanüstü; görülmemiş duyulmamış şey".Ar. 'aceb (عجب) "şaşırmak, hayret etmek" kökünden. Anadolu alanında 15. yüzyıldan itibaren tanıklanır. Meninski sözlüğünde ‘aceblü maddesi açıklamasında “mu‘acceb, ‘acâib, garīb” sözcükleriyle geçer (1680 II:. 3219-3220).müşāhede i envār-ı nüket-i ‘acı̇̄be ol lügatte çok kişiye nası̇̄b ü mukadder olmaz (Sinan Paşa, Tazarru-nâme, 15. yy.).anda derc olan ma‘āni-i garı̇̄be ve letāyif-i ‘acı̇̄be ki aŋa müyesser oldı bir kimseye dahı el virmedi (Sehî Beg, Heşt Bihişt, 1538).hengām-ı ma‘rekede zābitlerinden gayrı mahall-i me’mūrelerinde ferd bulunmaz bir tā'ife-i ‘acı̇̄be olduklarına bināen (Musaffa Mehemmed Efendi, Kıt‘a-min-Tarih-i Sultan Mahmud-ı Evvel, 18. yy.).İnsanlığın ahvâl-i ‘acîbesinden ve garîbesinden biri budur (Ahmet Midhat Efendi, Paris’te Bir Türk, 1876).
Ar. ‘acı̇̄be (عجيبة) "harika; mucize; olağanüstü; görülmemiş duyulmamış şey".
Ar. 'aceb (عجب) "şaşırmak, hayret etmek" kökünden. Anadolu alanında 15. yüzyıldan itibaren tanıklanır. Meninski sözlüğünde ‘aceblü maddesi açıklamasında “mu‘acceb, ‘acâib, garīb” sözcükleriyle geçer (1680 II:. 3219-3220).
müşāhede i envār-ı nüket-i ‘acı̇̄be ol lügatte çok kişiye nası̇̄b ü mukadder olmaz (Sinan Paşa, Tazarru-nâme, 15. yy.).
anda derc olan ma‘āni-i garı̇̄be ve letāyif-i ‘acı̇̄be ki aŋa müyesser oldı bir kimseye dahı el virmedi (Sehî Beg, Heşt Bihişt, 1538).
hengām-ı ma‘rekede zābitlerinden gayrı mahall-i me’mūrelerinde ferd bulunmaz bir tā'ife-i ‘acı̇̄be olduklarına bināen (Musaffa Mehemmed Efendi, Kıt‘a-min-Tarih-i Sultan Mahmud-ı Evvel, 18. yy.).
İnsanlığın ahvâl-i ‘acîbesinden ve garîbesinden biri budur (Ahmet Midhat Efendi, Paris’te Bir Türk, 1876).