Cila sürerek parlatmak; cila vurmak
Tipi / Türü;
-iFiil Kullanımı;
"Zehra, lame balo pabuçlarından görünecek olan ayak tırnaklarını da cilaladı."Hecelenişi / Hecelemesi;
ci-la-la-mak Birini yermek amacıyla övmek
Tipi / Türü;
argoKullanımı;
"Zaferimizin şerefine kahvelerimizi yudumlarken, benzerim rolünün figüranı Oktay, tanıdığı en dürüst sahtekâr olduğumu söyleyerek beni cilaladı." Tat katmak
Tipi / Türü;
argoKullanımı;
"Akşama Canfendi'nin yaptığı bu lezzetli yemek, rakıyı ve eğlenceyi cilalamıştı."