ne demek?

Canlanmasını sağlamak, canlanmasına yol açmak

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

-iFiil

Hecelenişi / Hecelemesi;

can-lan-dır-mak


Yaşatmak, birinin kılığına girmek

Kullanımı;

"Kâmile Işıner kraliçenin vakur ve muzdarip yeisini simasının ve sesinin hazin kudreti ile canlandırdı."

Canlılık, tazelik, dirilik getirmek

Kullanımı;

"Güller tazelikleri, renkleri, biçimleriyle salonu canlandırmışlardı birden."

Yoğunluk, etkinlik kazandırmak

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Şu ocağı canlandır, sonra yanıma gel."

Ölen birinin canlanmasını sağlamak veya canlanmasına, yol açmak, yaşama döndürmek

Tipi / Türü;

tıp

Bir karakteri oynamak, ona kişilik vermek

Tipi / Türü;

sinema televizyon

Kullanımı;

"Anlatsam uzun sürer hem belki sıkar canı / Bari canlandırayım sahnede bu destanı"