Boğum yeri
ne demek?
boğmak (2)
Bir canlıyı, soluk almasına engel olarak öldürmek
Telaffuzu
:Tipi / Türü;
-iFiilKullanımı;
"Zavallıyı az kalsın gırtlağından yakalayıp boğacaktı."Hecelenişi / Hecelemesi;
boğ-makEl, ip vb. ile bir şeyi çepeçevre sıkmak
Motorlu taşıtlarda fazla yakıt motoru çalışmaz duruma getirmek
Renkler uygun düşmemek
Kullanımı;
"Koyu yeşil renk odayı boğdu. Bu renk seni boğmuş."Silik bir duruma getirmek
Tipi / Türü;
mecazKullanımı;
"Galiba bunları dinlememek, duymamak için konuşuyorum; seslerini boğmak, bastırmak için durmamacasına gevezelik ediyorum."Tamamıyla kaplamak
Tipi / Türü;
-e mecazKullanımı;
"Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu."Peş peşe yapmak, bir kimseyi bir şeyin fazlasına eriştirmek veya uğratmak
Tipi / Türü;
-e -i mecazKullanımı;
"Güllü'nün boynuna sarılan Cemile, kadının hafif çilli, tombul yanaklarını öpücüklere boğdu."Bir durumu başka bir durum yaratarak örtmeye çalışmak
Tipi / Türü;
-e -i mecazKullanımı;
"Zaten durumun vahametini sezen müdürle hoca, işi gürültüye boğmak için Atatürk'e müfredat programına dair bir şeyler anlatmaya başladılar."Gelişmesine engel olmak
Tipi / Türü;
mecaz► bunaltmak