ne demek?

Bir şey hakkında bilgi sahibi olmak, öğrenmiş bulunmak

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

nesnesizFiil

Kullanımı;

"Bunu bilmek içimi kederle dolduruyordu."

İlişkili birleşik kelimeler;

"bile isteye""yolbil"

Hecelenişi / Hecelemesi;

bil-mek


Bir şeyi anlamak, onun farkına varmak, gerçeğine ermek

Tipi / Türü;

-i

Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak

Tipi / Türü;

-i

Kullanımı;

"Yani kısacası bu mükemmel dilimizi kimse bilmez, okumaz."

Beceri ve ustalık isteyen bir işten anlıyor ve o iş elinden geliyor olmak

Kullanımı;

"Dikiş ve ütü bilir, çay servisi yapabilir."

Birini veya bir şeyi özelliklerinden tanıyıp çıkarmak

Kullanımı;

"Kadıncığım aç. Ben geldim. Bilemedin mi?"

► sanmak

Sorumlu kabul etmek, muhatap kabul etmek

Tipi / Türü;

-i

Kullanımı;

"Ben arkadaşını bilmem, seni bilirim."

Bir şeyi yapmaya yeteneği olmak

Kullanımı;

"Sevmeyi bilmek, sevebilmek de bir hüner, bir mutlu Allah vergisiydi."

Birinin, bir şeyin veya bir olayın tanıtılan veya belirtilen biçimde olduğunu düşünmek

Kullanımı;

"Bilirim yaşamaz güneşte / Bilirim yaşamaz yan yana aşkla / Ne haksızlık / Ne korku"

İşine gelmek, uygun bulmak

Tipi / Türü;

-i

Kullanımı;

"Mal almasını bildi de parasını vermeyi mi bilmiyor?"

Bir dili kullanabilmek

Kullanımı;

"Müdüre İngilizce bildiğimi söyledim."

Öyle olduğunu kabul etmek

Tipi / Türü;

-i

Kullanımı;

"Teşekkürü borç bilirim.""Bütün insanları kardeş biliyorum."

-a / -e eki almış bir fiilin sonuna gelerek fiilin bildirdiği işi yapma gücünde bildiren birleşik fiiller oluşturur

Tipi / Türü;

dil bilgisi

Kullanımı;

"Anlayabilmek. Gidebilmek. Kapayabilmek. Yazabilmek."

Olumsuz şekli bazı mastarlardan sonra kullanıldığında iş ve hareketin geciktiğini, uzun süre yapılmadığını veya bir türlü olmadığını ifade eder

Tipi / Türü;

dil bilgisi

Kullanımı;

"O melodram ve romantiklik bana sindi. Yılmaz Güney'in Umut (1970) filmini seyredene kadar da gitmek bilmedi."
bilmek
Yükleniyor..