Bacakları kısa veya çarpık (kimse)
Tipi / Türü;
sıfatKullanımı;
"Süvari taburunun en önünde bir topal, biri yampiri iki bastıbacak ihtiyar da darbuka çalarak yürüyorlar."Hecelenişi / Hecelemesi;
bas-tı-ba-cak Yaramaz, haylaz (çocuk)
Tipi / Türü;
mecazKullanımı;
"Ülen, haddini bilmez bastıbacak, emir vermek sana mı kaldı?"