ne demek?

İp, bağ veya başka bir araçla bir şeyi bir yere veya birkaç şeyi birbirine tutturmak, birleştirmek

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

-e -iFiil

Kullanımı;

"Gemiyi iskeleye bağlamak."

İlişkili birleşik kelimeler;

"biçerbağlar"

Hecelenişi / Hecelemesi;

bağ-la-mak


Kumaş, ip, tel gibi şeyleri uçlarını birbiri arasından geçirmek suretiyle düğümlemek

Kullanımı;

"İpi ipe bağlamak."

Yaraya ilaç koyup bezle sarmak

Tipi / Türü;

-i

Kullanımı;

"Yarayı bağlamak."

Denk yapmak, paket yapmak

Tipi / Türü;

-i

Kullanımı;

"Yatakları bağlamak. Eşyayı bağlamak."

Anlaşma yapmak

Kullanımı;

"İşleri bugün sözleşmeye bağladı."

Uyulması zorunlu olmak

Tipi / Türü;

-i

Kullanımı;

"Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır."

Eklemek, bir araya getirmek, birleştirmek

Tipi / Türü;

-e -i

Başka bir işle uğraşamaz durumda olmak

Kullanımı;

"Bu iş beni bağladı."

Sona erdirmek, bitirmek, tamamlamak

Tipi / Türü;

-i

Geçişi engellemek

Tipi / Türü;

-i

Kullanımı;

"Bütün yolları bağlamışlar."

Birini söz veya yazı ile bağlamak; taahhüt etmek, angaje etmek

Tipi / Türü;

-i

Büyü, muska vb.nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek

Tipi / Türü;

-i

Yoğurt, yara vb. yüzey üzerinde katman oluşmak; tutmak

Kullanımı;

"Hem öylesine bir yağmur ki toprağın yüzü kaymak bağladı ve Mehmet'le babasını ‘kaymak kıran’ tırmıklar ile bir hayli uğraştırdı."

Gönlünü kazanmak

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Bu davranışınız beni size bağladı."

Birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak

Tipi / Türü;

mecaz

Bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Kızım, ne yapsak da seni bu eve bağlayabilsek acaba?"