ne demek?

Erlikten yetişmiş, askerî okullarda okumadan başarı gösterip rütbe alan ve yükselen subay

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

isim askerlik

Kullanımı;

"Cemal ne olduğunu anlamaya çalışırken bu sefer asker sordu ona, ‘Mektepli misin, alaylı mı?’"

Hecelenişi / Hecelemesi;

alay-lı

Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan (kimse), mektepli karşıtı

Tipi / Türü;

sıfat mecaz

Kullanımı;

"Ekseriyet, okuyup yazmak bilmeyen alaylılardaydı."

alaylı (2)

Alay edici, küçümseyici olan

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

sıfat

Kullanımı;

"Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı."

Hecelenişi / Hecelemesi;

alay-lı

alaylı (3)

Güzelliği ile dikkat çeken, göze çarpan

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

sıfat

Kullanımı;

"Düriye'min güğümleri kalaylı / Fistan giymiş, etekleri alaylı"

Hecelenişi / Hecelemesi;

alay-lı