ne demek?

Bir süre için bir yerde tutmak

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

-iFiil

Kullanımı;

"Bu yağlı kuyruğa herkes bir defa sarılmak, onu kendine çekmek, alıkoymak sevdasında idi."

Hecelenişi / Hecelemesi;

alı-koy-mak


Birini, yapmakta olduğu veya yapmak istediği işten geri tutmak

Tipi / Türü;

-den

Kullanımı;

"Selim Bey, babamı yemeğinden alıkoyarak mütemadiyen Girit'ten bahsediyordu."

Ayırıp saklamak

Kullanımı;

"Bu kitabı sizin için alıkoydum."

Yoksun bırakmak

Tipi / Türü;

-den

Kullanımı;

"İlk iki karım beni dalmış olduğum macera âleminden bir adım alıkoymamıştılar."

Mâni olmak, engel olmak

Tipi / Türü;

-i -den

Kullanımı;

"Zalimi zulmetmekten alıkoyarsan kardeşlik hakkını yerine getirmiş olursun."