ne demek?

Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

sıfat

Kökeni;

"Arapça ʿacemī"

Kullanımı;

"Belli ki her şey, hem de en acemi tarafından, işlerin nihayetinde uydurulmuş, zekâsız mizansenlerden ibaret."

Hecelenişi / Hecelemesi;

ace-mi


İşinde, mesleğinde yeni olan, deneyimi olmayan; çaylak, çömez, toy (I), amatör

Kullanımı;

"Acemi balıkçının ağından balıklar nasıl kaçarsa sen de zamanları öyle kaçırdın."

Bir yere, bir şeye yabancı olan

Kullanımı;

"Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın."

► idmansız

Tipi / Türü;

mecaz

Saraya yeni alınmış cariye

Tipi / Türü;

isim tarih

Kullanımı;

"Esir olarak saraya gelen kızlar haremde acemi olarak bir süre saray terbiyesi alırlar ve saraya hizmette bulunurlardı."