Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek
ne demek?
Engeli kaldırmak
Kullanımı;
"Karla kapanan yolu açmak."Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri açık duruma getirmek
Kullanımı;
"Kadın hamalı dışarı çıkardı, sonra çantasını açıp birkaç lira çıkardı."Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak
Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak
Kullanımı;
"Su borusunu açmak."Alanını genişletmek
Kullanımı;
"Anıtın çevresini açmak."Birbirinden uzaklaştırmak
Kullanımı;
"Kollarını açtı."Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak
Kullanımı;
"Yumağı açmak."Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak
Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek
Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak
Kullanımı;
"Biraz sakinleşmek için kalktı, bir bitki çayı hazırladı, sonra da radyoyu açtı."Alışverişi başlatmak
Kullanımı;
"Güvenoyu başarısızlığından sonra transfer piyasasını açtı."Rengin koyuluğunu azaltmak
Kullanımı;
"Bu boyayı biraz daha açmalı."Yakışmak, güzel göstermek
Kullanımı;
"Bu renk odayı açtı."Ferahlık vermek
Geçit sağlamak
Kullanımı;
"İki oda arasına kapı açtık."Bir konu ile ilgili konuşmak
Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek
Kullanımı;
"Size derdimi açmaya geldim."Satranç, poker vb. oyunları başlatmak
Yapmak, düzenlemek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Sınav açmak."Ayırmak, tahsis etmek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Senin için üst katta bir oda açtık."Görünür duruma getirmek
Kullanımı;
"Kollarını, göğsünü açmış."Gökyüzü bulutların dağılmasıyla aydınlanmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Hava açtı."Bitki çiçekli duruma gelmek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Hiç kurumuş ağaç yeşerir, çiçek açar mı?"Sıkıntısını gidermek, içine, gönlüne ferahlık vermek
Tipi / Türü;
mecazKullanımı;
"Burası beni açmadı, başka yere gidelim."Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek
Tipi / Türü;
mecazKullanımı;
"Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu."Savaşla almak
Tipi / Türü;
eskimiş► yarmak