Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı
ne demek?
Engelsiz, serbest olan
Kullanımı;
"Açık yol."Örtüsüz, çıplak olan
Kullanımı;
"Yolcuların hepsi indikten sonra Mehmet Akif göründü, beni açık başıyla selamladı."İçinde veya üstünde hiçbir şey bulunmayan
Kullanımı;
"Kâğıtta açık yer kalmadı."Görevlisi olmayan, boş (iş, görev)
Aralığı çok
Kullanımı;
"Açık adımlarla."Çalışır durumda olan
Kullanımı;
"Bazı dükkânları açık olan caddeden sola saptılar."Kolay anlaşılır; vazıh
Kullanımı;
"Açık, dobra sualleriyle karşısındakinin en azından keyfini kaçırır."Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen
Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen
Kullanımı;
"Her çeşit kafa ve gönül fırtınalarına açık bir adamdı o."Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı
Kullanımı;
"Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu."Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.)
Kullanımı;
"Kurnaz olan bazı sergiciler gençler için açık filmler göstermek suretiyle fazla müşteri toplama gayreti içine girerlerdi."Belirgin bir biçimde
Tipi / Türü;
zarfKullanımı;
"İnsan, mağlubiyetini bu kadar açık kabul eder mi?"Bir gereksinimin karşılanamaması durumu
Tipi / Türü;
isimKullanımı;
"Bütçe açığı.""Ülkenin doktor açığı."Belli bir yerin biraz uzağı
Tipi / Türü;
isimKullanımı;
"Tren yolu nehrin açığından geçer."Denizin kıyıdan uzakça olan yeri