ne demek?

Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

-iFiil

Kullanımı;

"Hatta annem eğildiği vakit önlüğünün düğümünü arkadan çözüyor, ayağa kalkınca önlüğün düşmesi ve annemin ‘Aaa yine çözmüş!’ diye bağırması en az benim kadar onu da neşelendiriyordu."

Hecelenişi / Hecelemesi;

çöz-mek


Düğmeyi iliğinden açmak

Kullanımı;

"Yalnız göğsünün düğmelerini çöz."

Saçı açmak

Bulmaca, sorun vb.nin bilinmeyen, gizli noktasını bulup açıklamak, sonuca bağlamak

Kullanımı;

"Kır saçlı postacı bulmacayı çözmüştü."

Bir maddeyi çözücüyle çözündürmek, onun çözeltisini yapmak

Tipi / Türü;

kimya

Bir problemde aranan sonucu, belli ögeler yardımıyla ortaya çıkarmak; halletmek

Tipi / Türü;

matematik

Çözgü ipini tezgâha yerleştirmek

Tipi / Türü;

ağızlardan